Ankara Filistin Dostları: Mısır Firavununu Uyardı “Alçak Firavun Kapıları Aç”
Ankara Filistin Dostları: Mısır Firavununu Uyardı “Alçak Firavun Kapıları Aç”
Ankara Filistin Dostları Platformunun daveti üzerine Mısır Elçiliği önünde toplanan 3 bini aşkın Ankaralı Müslümanlar, “Alçak Firavun Refah Kapısını Aç “ sloganıyla bölgeyi inletti. Saat 18.30 da toplanan kitle polis barikatıyla engellenerek Elçilik kapısına biraz uzakta durduruldu. Bir akşam önce ortaya koydukları ısrarlı ve coşkulu direnişle katil İsrail’in Bnai Hasharon takımının maçını iptal ettirmeyi başarmanın kazandırdığı moralle Mısır Elçiliğinin önüne gelen bu kitle, burada da son derece net mesajlar verdiler. İsrail terör devletini, başta Mısır ve Türkiye olmak üzere tüm işbirlikçi yönetimleri hedef alan açıklamalar, uyarılar ve sloganlarla Elçilik civarı miting meydanına döndü.
Katılanların elindeki meşaleler, adeta katil İsrail ve işbirlikçilerinin bölgemizde oluşturdukları karanlıkları aydınlatmanın yanında, aynı zamanda açıklamanın yapıldığı yeri de aydınlatıyordu. İşte böyle bir ortamda ve meşalelerin ışığında yapılan basın açıklamasını Ankara Filistin Dostları Platformu adına Vahdet Vakfı yönetim kurulu üyesi Muhittin Özdemir okudu. Sık sık sloganlarla kesilen açıklamada, “Mısır Firavunu Hüsnü Mübarek yönetimi, Refah kapısını hemen ve şartsız olarak açmazsa, İsrail terör devletinin bu vahşi katliamının doğrudan iştirakçisi olarak tarihe geçecek ve hep lanetle anılacaktır” denildi
Ankara Filistin Dostları Platformunun daveti üzerine Mısır Elçiliği önünde toplanan 3 bini aşkın Ankaralı Müslümanlar, “Alçak Firavun Refah Kapısını Aç “ sloganıyla bölgeyi inletti. Saat 18.30 da toplanan kitle polis barikatıyla engellenerek Elçilik kapısına biraz uzakta durduruldu. Bir akşam önce ortaya koydukları ısrarlı ve coşkulu direnişle katil İsrail’in Bnai Hasharon takımının maçını iptal ettirmeyi başarmanın kazandırdığı moralle Mısır Elçiliğinin önüne gelen bu kitle, burada da son derece net mesajlar verdiler. İsrail terör devletini, başta Mısır ve Türkiye olmak üzere tüm işbirlikçi yönetimleri hedef alan açıklamalar, uyarılar ve sloganlarla Elçilik civarı miting meydanına döndü.
Katılanların elindeki meşaleler, adeta katil İsrail ve işbirlikçilerinin bölgemizde oluşturdukları karanlıkları aydınlatmanın yanında, aynı zamanda açıklamanın yapıldığı yeri de aydınlatıyordu. İşte böyle bir ortamda ve meşalelerin ışığında yapılan basın açıklamasını Ankara Filistin Dostları Platformu adına Vahdet Vakfı yönetim kurulu üyesi Muhittin Özdemir okudu. Sık sık sloganlarla kesilen açıklamada, “Mısır Firavunu Hüsnü Mübarek yönetimi, Refah kapısını hemen ve şartsız olarak açmazsa, İsrail terör devletinin bu vahşi katliamının doğrudan iştirakçisi olarak tarihe geçecek ve hep lanetle anılacaktır” denildi.
Ankara Filistin Dostları Platformundan Genç Birikim Dergisi Editörü Ali Kaçar ise, Mısır’daki tarihi Firavunluk dönemine atıfta bulunarak, bugünkü Çağdaş Firavun Devleti Mısır’ın, genelde halkı üzerinde oluşturduğu despotizmi, özellikle Müslümanlara yaptığı büyük zulümleri, özelde ise Seyyid Kutub’u sırf İslami kimliği ve Kur’an neslini inşa çabası nedeniyle idam ederek şehid etmesi üzerinde durdu. Bütün bu zulümleri kendi Müslüman halkına reva gören bu Firavun diktatörlüğünün şimdi de Filistin Halkına yönelik katliamın işbirlikçiliğini yaptığını, katil terör devleti İsrail’in ortağı olarak Gazze’deki katliamdan da doğrudan sorumlu olduğunu ifade etti. Kaçar, Türkiye’deki yönetim dahil, bütün işbirlikçi yönetimleri sert bir biçimde eleştirerek, bu katliamı engellemeye, bu vahşete ortak olmamaya, bu amaçla cılız ve anlamsız açıklamalar yapmayı bırakıp somut adımlar atmaya çağırdı.
Ankara FDP’dan İLKAV Başkanı Mehmet Pamak ise, bir akşam önce gerçekleştirilen maçı iptal eylemindeki onurlu ve azimli duruş ve direnişlerinden dolayı katılanlara teşekkür ederek başladığı konuşmasında, “Dün akşam hep birlikte İslami kimlik ve ilkelerimizi bayrak edinerek gerçekleştirdiğimiz eylemimizde, sadece Allah rızası için ve kardeşçe bir dayanışma ile ortaya koyduğumuz samimi, azimli, ısrarlı ve tavizsiz tutumumuz üzerine inen Allah’ın yüce yardımı, rahmeti ve lütuflarıyla çok önemli bir görevi başardık Elhamdülillah. Allah bu kolektif ibadetimizi kabul etsin ve Rabbimiz bu güzel çabanızdan dolayı sizlerden razı olsun” dedi. Pamak, İsrail Gazetelerinde “Bnei Hasharon Ankara'da iki saat terör yaşadı" başlığını atarak, katliamlara karşı Filistin halkı için adalet ve özgürlük talepli bu onurlu direnişin “terör” olarak nitelendirilmesine tepki göstererek, “neredeyse yüz yıla yaklaşacak bir sürede Filistin halkını soykırıma uğratarak, büyük toplu katliamların altına imza atarak onların topraklarını işgal eden terör devleti, bir de utanmadan bizim, kardeşlerimizin soykırımla yok edilmesine karşı gerçekleştirdiğimiz, şiddeti içermeyen ve adaleti, bağımsızlığı, özgürlüğü savunan eylemimizi ‘terör’ olarak niteleyebilmektedir. İşte bunlar bu kadar alçaktırlar. Aslında bu açıklama, Amerika ve İsrail’in ve yandaşlarının bugüne kadar ‘terörist’ diyerek mahkûm ettiklerini, dünya insanlığının bir daha değerlendirmesi için önemli ve ufuk açıcı bir beyandır” dedi. Katil İsrail takımının kaptanının “Allahuekber diyerek Filistin bayraklarını sallıyorlardı ve İsrail'e hakaretler yağdırıyorlardı. Maç başlamak üzere iken piste hücum ettiler ve biz soyunma odalarına doğru koştuk. Oyuncularımız şokta idi ve çok korkutucuydu, o anda tek istediğimiz, eve dönmek idi" sözlerini nakletti. Bunun üzerine topluluk İsraillileri korkutan bu tekbir ve tevhid kelimelerini bir daha ve gür sesle tekrarladı ve meydan “Allahuekber ve La ilahe illallah” sesleriyle inledi.
Pamak, aslında bu maçı iptal ettirmekle, AKP hükümetine de yapması gerekenler hakkında bir örneklik sunduklarını söyledi. “Biz maçı iptal ettirdik, şimdi sıra sizde, siz de Venezüella Devlet Başkanı Çavez gibi erdemli bir tavır koyun ve katil Siyonist elçiliği kapatın, katil elçiyi sınır dışı edin, katil terör devletiyle bütün anlaşmaları iptal edin” dedi.
Son olarak, TSK öncülüğünde uluslar arası bir gücün bölgeye gönderilmesinin tartışıldığına dikkat çeken Pamak, “bize kendi ülkemizde Müslümanca yaşamayı çok gören, hanımı başörtülü ya da namaz kılan subaya bile tahammül edemeyip atan, başörtülü anneleri garnizon kapılarından kovan, okul kapılarından kovdurtan, İsrail’le stratejik ortaklığın tek samimi savunucusu, askeri eğitim, istihbarat ve silah anlaşmalarının imzacısı ve siyasilere dayatıcısı konumunda bulunan bir ordunun Filistin’e asker göndermesi, İsrail için bulunmaz bir nimet, Filistinliler için büyük bir kâbus olur. Bu güçte yer alması istenen diğer ülkeler de İsrail’in işbirlikçisi konumundadırlar, bu sebeple bölgeye uluslar arası güç gönderilmesi oyunu bozulmalı, karşı çıkılmalıdır” dedi.
Bu konuşmalardan sonra coşkulu topluluk, Meclisin bulunduğu yöne doğru ana caddede tekbir sesleriyle yürüyüşe geçti, uzun bir süre yüründükten sonra sessizce dağıldı
