Üye Ol  -  Şifremi Unuttum?
Facebook
 
 
> Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü...

> Kadir Gecesinin ve Ona Değer Kazandıran Kur’an’ın Kadrini Bilmek...

> Erdoğan’ın, Karşılığı Olmayan Sert Söylemleri Filistin’den Yana, ...

> Ömrümüzden Bir Yıl Daha Azaldı, Gelin Hâlimizi Sorgulayalım!...

> Küresel İfsadın Fıtratı ve Doğal Dengeyi Bozması ile İnsanlığın Y...

   
En Çok Okunanlar

Anasayfa  >   ALTERNATİF EĞİTİM KONFERANSLARI  >  2008
 
İslam’a ve Müslümanlara Yönelik Küresel ve Yerel Dönüştürme Projeleri
Tarih: 16/12/2008
   


Kenan Alpay: “Modernizmi ve kapitalizmi dikkate alan değil, kılavuz edinen, kıble edinen bir İslam inşa edilmek isteniyor.”

Kenan Alpay: “Modernizmi ve kapitalizmi dikkate alan değil, kılavuz edinen, kıble edinen bir İslam inşa edilmek isteniyor.”

 
İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı’nın “Alternatif Eğitim Konferansları” devam ediyor. Bu haftaki konferansta “İslam’a ve Müslümanlara Yönelik Küresel ve Yerel Dönüştürme Projeleri” konusu işlendi. Konferansın konuşmacısı Kenan Alpay, İslam’ın Allah’a teslim olmuş bir hayat nizamı olduğu, Müslüman’ın kimliği, şahsiyeti ve onuru olan bu dinin ilkelerinin, kişideki sevgi ve nefretin ne zaman, nereye yöneleceğine kadar belirlediğini ve bu kimliğin ve temel ilkelerinin, zamanı, mekânı aşkın, evrensel nitelikte olduğunu hatırlatarak konuşmasına başladı.
 
Konferansta, öncelikle Türkiye için en sürekli ve en yıkıcı dönüştürme projesinin Kemalist batıcı kadroların Batı desteğinde 85 yıldır sürdürdükleri, 28 Şubat vb darbelerle, Susurluk ve Ergenekon gibi çetelerle ayakta tutmaya çalıştıkları jakoben modernleştirme/batılılaştırma projesi olduğunu beyan eden Kenan Alpay, daha sonra da tüm Ortadoğu için emperyalist devletlerin uygulamaya geçirdikleri ve küresel 28 Şubat olarak da nitelenebilecek BOP ve GOP gibi işgal ve dönüştürme projelerinin gündeme getirildiğini ifade etti. Alpay, Batının İslam’a ve Müslümanlara karşı tarihten bu yana süregelen olumsuz ve önyargılı tutumunun altını çizdi. Daha çok Avrupa’da merkezleşen bu tutumun, İkinci dünya savaşından sonra Amerika üzerinden devam ettiği belirtildi. Özellikle soğuk savaşın sona ermesinden sonra, Batı zaviyesinden düşman renginin kızıl’dan yeşile geçiş yaptığı, ardından, İslam’a ve Müslümanlara karşı geniş çaplı stratejik ve diplomatik ittifaklar kurulmaya başlandığı tespiti yapıldı. 11 Eylül saldırılarının bu konuda önemli bir dönüm noktası oluşturduğu ve o günden sonra anti İslamizm’in ve islamofobi olarak ifade edilen İslam düşmanlığının, iyiden iyiye tavan yaptığı üzerinde duruldu. Batıda eskiden beri İslam’ın kılıç dini ve batı düşmanı olarak algılanmasının ve Batı toplumunun sürekli bu haçlı kiniyle yönlendirilmesinin de bu düşmanlığa önemli bir temel teşkil ettiği belirtildi.
 
Hem batılı devletlerde hem de batılı olmayan diğer devletlerde ters giden işlerin faturasının her zaman Müslümanlara çıkarıldığını çarpıcı örneklerle anlatan Kenan Alpay, modern paradigmaya, kapitalist işleyişe zorla entegre edilemeyen, asimile edilemeyen Müslümanların; çok kültürlü toplum, bir arada yaşama projesi, hoşgörü iklimi, medeniyetler ve Dinlerarası Diyalog söylemlerinin geliştirilmesi ve bu söylemlerin uygulama alanlarının genişletilmesi suretiyle asimile edilmeye veya seküler küresel sisteme entegre edilmeye çalışıldığını ifade etti. Yani bir yandan işgal, istila ve katliamlarla sopa politikalarının muhatabı kılınan bölgenin Müslüman halklarına, diğer yandan ılımlı İslam adı altında emperyalist kapitalist düzene uyumlu, batı çıkarlarının korunduğu “demokratikleşme” (!) istikametinde hareket edenlere de havucun uzatıldığı ve böylece Müslüman halkların Batının seküler değerlerine ve çıkarlarına uyumlu hale getirilmeye, terbiye edilmeye çalışıldığı tespitini yaptı.
 
Modernizmi ve Kapitalizmi Kıble Edinen Bir İslam İnşa Edilmek İsteniyor
 
“Modernizmi ve kapitalizmi dikkate alan değil, kılavuz edinen, kıble edinen bir İslam inşa edilmek isteniyor. ‘Ilımlı İslam, Amerikancı İslam, Euro İslam, Türk İslamı’ söylemlerinin altında yatan temel gaye yalnızca bundan ibarettir” diyen Alpay, “İslam’ı yeniden yorumlama, reforma tabi tutma, İslam’ı ve Müslümanları, ‘fundemantalist İslamcıların, aşırıların, köktencilerin’ eline düşmekten kurtarma, onlara kaptırmama” girişiminin temelinde hep aynı mantalitenin olduğunu vurguladı.
 
İslam’ı ve Müslümanları denetim altında tutabilmek için demokratik kurumlara dâhil etme girişiminin de asimilasyonun önemli bir boyutu olduğuna dikkat çeken Kenan Alpay; “İslam demokrasiyle bağdaşır” tezi üzerinden, çoğulculuk, hoşgörü, laiklik, sivil toplum gibi bazı kavramların içselleştirilmesi için ciddi çabalar harcandığını ve bu tür kavramları içselleştiren İslamcıların, aslında İslam’a en büyük zararı verdiklerine işaret etti.
 
Konuşmasında Roger Garoudy’in “Entegrasyon asimilasyonunun bir parçasıdır.” sözüne yer veren Alpay, entegrasyonun aşamalarını şu şekilde özetledi:
- Farklı politik ve dini görüşlere hoşgörüyle bakma
- İslam’ın yerel bir din olarak kabul edilmesi
- İslam’ın totaliter görüşlerine asla hayat hakkı tanınmaması
- Modern kapitalizm ve versiyonlarının politik amacı olmayan, hoşgörülü ve liberal bir İslam ile bütünleşebileceği düşüncesinin yaygınlaştırılması
- İktisadi ve Siyasi entegrasyonun tek çıkış yolu olarak kabul edilmesi…
 
Konuşmanın ilerleyen bölümlerinde, Müslüman çevrelerin modernize edilmesi, demokratik düşünce tarzının, liberal fikirlerin ve reforme edilmiş din anlayışının, geniş Müslüman toplumlara taşınması için kanaat önderleri tespit edilmesi gibi, entegrasyon çalışmalarından farklı örnekler verildi. Türkiye tipi demokrasi, Alisiz Alevilik, Şeriatsız İslam gibi türetilen ve içi doldurulmaya çalışılan ucube kavramlar üzerinde de duruldu. “Dönüştürme ve entegrasyon çabaları içerisinde, bir taraftan çarşaflı kadınların CHP’ye üyeliği gündeme getirilirken, diğer taraftan Ak parti kadın kolları tarafından organize edilen iş kadınları sempozyumunda sanatçı Gülben Ergen’e başarılı iş kadını ödülü veriliyor. Gülben Ergen örnek/model iş kadını olarak Akp kitlesine lanse edilmesi”nin ibret verici olduğu ifade edildi.
 
Politik ve ekonomik amacı olmayan, sosyal, ekonomik, hukuki ve siyasi iddialarından vazgeçmiş, şeriat boyutundan soyutlanmış “hoşgörülü-ılımlı” bir İslam’ın teşvik edildiğini belirten Alpay, oluşturulmak istenen ılımlı İslam’ın, Faiz sistemiyle bir sorununun olmaması gerektiği düşüncesinin yerleştirilmeye ve AKP’nin en üst yetkililerince “sermayenin dini olmaz” ve “bu çağda faizsiz sistem kabul edilemez” sözleriyle kapitalizme eklemlenmiş, bireysel şekli ibadetlere indirgenmiş yanlış bir İslam algısı oluşturulmaya çalışıldığını ifade etti.
 
Bu bağlamda, demokratik düşünce tarzını benimsemiş, liberalleşmeye yatkın dernek ve vakıfların tercih edilerek önünün açıldığı, hem liberal hem de muhafazakâr demokrat medya ve çevreler tarafından her zaman gündemde tutulduğu belirtilen konuşma da; darbeye karşı demokrasi söylemini dillendiren, eşcinsellerle kol kola giren, Genç siviller ve TGTV öncülüğündeki “ortak akıl” hareketine gösterilen aşırı ilgi ve teveccühün de söz konusu dönüştürme projelerinin istikametindeki teşvik ve yönlendirmeler olduğuna dikkat çekildi. Bunun yanında egemen yerel ve küresel sisteme, zulme ve emperyalizme karşı itirazlarını, adalet ve özgürlük mücadelelerini, açık İslami kimlikle, temel İslami ilke ve ölçülerden taviz vermeden yerine getiren, bu mücadelede ve kendilerini tanımlayıp ifade etmede liberal-Demokrat kavramları değil de özgün İslami kavramları kullanan, İslami mücadele metodunu esas alan, darbelere ve her türlü zulme karşı liberalizmi ve demokrasiyi değil de, özgün referanslarımıza dayalı İslami çözümü gündemleştiren İLKAV ve ÖZGÜR-DER gibi kuruluşların ilkeli adalet ve özgürlük mücadelelerinin ise görmezden gelindiği ifade edildi. Alpay, “Biz Müslümanlar darbelere de karşı çıkmalıyız, insanın hevasını ilahlaştıran demokrasiye de karşı çıkmalıyız. Hem darbelere hem de kimileri için bir hastalık, kimileri için de bir sapkınlık olan eşcinselliğin meşrulaştırılıp yaygınlaştırılmaya çalışılmasına da karşı çıkmalıyız” dedi.
 
Kuran’a tarihselci bakış açısının da, Müslümanları dönüştürme projelerinin önemli bir parçasını oluşturduğunu gündeme getiren Alpay, Müslümanlara yönelik şeriatsız, tesettürsüz ve cihatsız bir İslam anlayışını gündemleştiren bir Protestanlaştırma faaliyeti yürütüldüğünün altını çizerek, “Ilımlı İslam”ın Batının bize biçtiği bir deli gömleği olduğunu söyledi.
 

Büyük bir ilgi ile izlenen konferans konuşmacıya yöneltilen soruların cevaplandırılmasıyla sona erdi.

Bu içerik 4258 defa görüntülendi.
 
 
Yorumlar
Yorum Ekleyin
Adınız Soyadınız
e-Posta Adresiniz
Başlık
Yorum
Kalan karakter sayısı : 6000
Güvenlik Kodu
 
 
Copyright © 2013 İLKAV - İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı
Strazburg Caddesi No:18/4 SIHHIYE/ANKARA
Telefon :  +90 (312) 229 79 76 e-posta:  iletisim@ilkav.org
İLKAV Teknik Komisyon