Üye Ol  -  Şifremi Unuttum?
Facebook
 
 
> Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü...

> Kadir Gecesinin ve Ona Değer Kazandıran Kur’an’ın Kadrini Bilmek...

> Erdoğan’ın, Karşılığı Olmayan Sert Söylemleri Filistin’den Yana, ...

> Ömrümüzden Bir Yıl Daha Azaldı, Gelin Hâlimizi Sorgulayalım!...

> Küresel İfsadın Fıtratı ve Doğal Dengeyi Bozması ile İnsanlığın Y...

   
En Çok Okunanlar

Anasayfa  >   ALTERNATİF EĞİTİM KONFERANSLARI  >  2006
 
Kuran’ın Sünnetteki Temelleri
Tarih: 12/11/2006
   


İlmi ve kültürel araştırmalar vakfının düzenlemiş olduğu Alternatif Eğitim Konferansları’nın 2006-2007 döneminin ikinci konferansı, 12 Kasım 2006 Pazar günü vakıf genel merkezinde gerçekleştirildi. “Kuran’ın Sünnetteki Temelleri” başlıklı konferansa Fevzi Zülaloğlu konuşmacı olarak katıldı. “Sünnet; Kuran’da Allah’ın adeti, toplumsal değişimin seyri ile ilgili bir takiptir” diyerek sözlerine başlayan Zülaloğlu, sünnet kelimesinin Kuran’da 16 ayette karşımıza çıktığını ve bu ayetlerde sünnetin resule değil, Allah’a izafe edildiğini ve “Allah’ın değişmez yasaları” anlamına geldiğini belirtti. Kuran ayetleriyle Resul’ün; beyan, şahitlik ve örneklik gibi vazifelerinin bulunduğuna dikkat çekilmesinin ardından, terim olarak Resule (s) nispet edilen sünnet üzerinde duruldu.

İlmi ve kültürel araştırmalar vakfının düzenlemiş olduğu Alternatif Eğitim Konferansları’nın 2006-2007 döneminin ikinci konferansı, 12 Kasım 2006 Pazar günü vakıf genel merkezinde gerçekleştirildi. “Kuran’ın Sünnetteki Temelleri” başlıklı konferansa Fevzi Zülaloğlu konuşmacı olarak katıldı. “Sünnet; Kuran’da Allah’ın adeti, toplumsal değişimin seyri ile ilgili bir takiptir” diyerek sözlerine başlayan Zülaloğlu, sünnet kelimesinin Kuran’da 16 ayette karşımıza çıktığını ve bu ayetlerde sünnetin resule değil, Allah’a izafe edildiğini ve “Allah’ın değişmez yasaları” anlamına geldiğini belirtti. Kuran ayetleriyle Resul’ün; beyan, şahitlik ve örneklik gibi vazifelerinin bulunduğuna dikkat çekilmesinin ardından, terim olarak Resule (s) nispet edilen sünnet üzerinde duruldu.

Sünnetin Kuran’daki temelleri derken Allah Resulünün kurandaki konumuna dikkat çekmek gerektiğini belirten Zulaloğlu; Resul’ün (s) kelime-i şahadette vurgulanan kulluk ve resullük olmak üzere iki özelliğini esas alarak konuşmasını sürdürdü. Bir kısım insanların Resulün kulluğuna dikkat çekerek nübüvvetten kaynaklanan özelliklerini unuttuklarını, kimilerinin ise resul özelliğini ön plana çıkarıp kulluk özelliliğini unutturarak onu ilahlaştıracak yanlış Peygamber anlayışlarına ulaştıklarını vurgulandı. İçinde risaletin yer aldığı bir kulluk ve içinde kulluğun yer aldığı bir risalet anlayışıyla Resulullah’ı tanımamız gerektiği dile getirildi.
Resulullah’ın (s) kul olma özeliğinin vurgulandığı “Abduhü” başlığı altında resulün diğer beşer türünden insanlar benzeri yemesi içmesi, evlenmesi gibi gündelik davranışlarının yanında aşağıdaki özellikleri üzerinde duruldu. O (s) en yakınları, Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali ve ashabın diğer büyüklerinden (r.a) farklı olarak Rabbinden vahiy alıyordu ve Rabbi onu hatalarını sürdürmekten ve yanılgılar üzerinde devam etmekten koruyordu. Yaptığı hataları kalıcılaşıp din adına evrenselleşmemesi için Kuran vahyi ile düzeltiyordu. Evet, Allah’ın Resulü de hata edebilirdi ancak en ufak bir hatasında hemen ilahi ikazla muhatap oluyordu. Rabbi onu, bedir esirlerinin serbest bırakılmasıyla ilgili olarak, merhametin zaaf’a dönüşmesine karşı uyarmıştı. Aynı şekilde Abese suresinde onun arınmak isteyen muttakilerle değil de, arınmak istemeyen müstağnilerle ilgilenmesi eleştirilmiş ve bu konuda ikaz edilmişti. Bir başka örnekte Rabbi onun (s) kendisine helal edilen bir şeyi haram kılmasını engellemişti. Bu ve benzeri birkaç örnek hatırlatıldıktan sonra Resulullah’ın kul ve insan olmasından kaynaklanan hatalarının Kuran’da zikredilmesinin Kitab’ın Allah tarafından indirildiğinin de bir başka açık delili olduğu üzerinde duruldu.
Onun (s) Allah’ın elçisi olma özelliğinin vurgulandığı “Resuluhu” başlığı altında tüm zamanları aşkın bir örneklik sergilemesi üzerinde ısrarla duruldu. Ardından resul olmasıyla diğer beşerlerden onu ayıran özellikleri Kuran ayetleri ışığında aşağıdaki başlıklar altında anlatıldı. Resulün vahiy alması, görsel ayetlerle desteklenmesi, sadık rüya, ümmeti için en güzel örnek olması (Üsvetül hasene) üstün kişiliğinin övülmesi, ümmetin manevi babası olması, onun eşlerinin müminlerin anneleri olması, makam-ı mahmud’a erdirilmesi, gelmiş geçmiş günahlarının affedilmesi. Daha sonra Resulün emrine itaatin Kuran tarafından yirmi üç ayrı yerde farz kılınması üzerinde duruldu. Allah’ı sevenin Resulüne itaat etmesi gerektiği, Resul’e itaatin mükafat gerektireceği ve Allah ve Resulullah’ın arasını açmanın küfür olduğu konuları ayetlerle açıklandı.
Konferansın son bölümünde Kuran’ın sözlü vahiy ve Resululah’ın da onun uygulamalı beyanını yapan bir öğretmen olduğu, Allah’ın beyanının Kuran, Kuran’ın beyanının da sünnet olduğu vurgulanarak; “Peygamber vahiyle korunmuş bir kuldur, aynı zamanda bir postacı değil, sünnetiyle örnek olan, vahye ilk şahitlik yapan ve ümmetini Kuran’la eğiten bir resuldür” denildi. “Resulsüz Kuran bir sapmadır. Peygamberin risalet görevini görmemezlikten gelmedir ve mealcilik anlayışını doğurur. Kur’an’sız resul ise, vahye aykırılıkların girdabında rivayetçilik ideolojisini doğurur. Mealcilikte resulün abd yönü, rivayetçilikte ise resul yönü ortaya çıkar” denildi. Ardından vasat ümmet olmanın gereği hatırlatılarak, Resulün kulluk ve Resullük yönlerinin her ikisinin de, vahyin belirleyiciliğinde dengeli bir şekilde dikkate alınması gerektiği vurgulandı.

Bu içerik 4365 defa görüntülendi.
 
 
Yorumlar
Yorum Ekleyin
Adınız Soyadınız
e-Posta Adresiniz
Başlık
Yorum
Kalan karakter sayısı : 6000
Güvenlik Kodu
 
 
Copyright © 2013 İLKAV - İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı
Strazburg Caddesi No:18/4 SIHHIYE/ANKARA
Telefon :  +90 (312) 229 79 76 e-posta:  iletisim@ilkav.org
İLKAV Teknik Komisyon