Üye Ol  -  Şifremi Unuttum?
Facebook
 
 
> Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü...

> Kadir Gecesinin ve Ona Değer Kazandıran Kur’an’ın Kadrini Bilmek...

> Erdoğan’ın, Karşılığı Olmayan Sert Söylemleri Filistin’den Yana, ...

> Ömrümüzden Bir Yıl Daha Azaldı, Gelin Hâlimizi Sorgulayalım!...

> Küresel İfsadın Fıtratı ve Doğal Dengeyi Bozması ile İnsanlığın Y...

   
En Çok Okunanlar

Anasayfa  >   ALTERNATİF EĞİTİM KONFERANSLARI  >  2010
 
Liberalizm-Kapitalizm-Demokrasi-Laiklik-Bireysellik
Tarih: 22/03/2010
   


İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı konferans salonunda bu hafta “Liberalizm Kapitalizm Demokrasi Laiklik Bireysellik ” konusu ele alındı. Konferans Zeki Sürgit tarafından sunuldu.

İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı konferans salonunda bu hafta “Liberalizm Kapitalizm Demokrasi Laiklik Bireysellik ” konusu ele alındı. Konferans Zeki Sürgit tarafından sunuldu.

 

Zeki Sürgit ilk olarak Avrupa'daki sosyal dokunun tarihi gelişimini ele aldı. Feodal yapı, köleler, Kral, soylu sınıfı ve şövalyelerin tarihsel süreç içerisindeki toplumsal statülerinin oluşumu ve değişiminden bahsetti. Feodal dönemde toplumun topraktan ayrılmamaları şartıyla serflik oluşur.

Kilisenin kral ve soylular ve serfler üzerinde hâkimiyeti vardır. Zeki Sürgit şöyle konuşmasına şöyle devam etti:

"Feodal yapıda toprak ve tarım üzerinden bir egemenlik söz konusudur bu yüzden denizcilik zayıftır. Burjuva sınıfının oluşmasına vesile olan ticaret feodal yapıda soylular ve kılıse tarafından anlamsız bulunurdu. Hatta soylular burjuvalardan ayakbastı parası alırdı. Şehirdeki burjuvalar yeminlerle hepsi eşit olarak birbirine bağlıydılar. Bu sebeple kısa zamanda burjuva sınıfı gelişti ve zenginleşti. Avrupalıların gelişmesi zenginler sayesinde olmuştur. Burjuva kendi içerisinde hisseli kumpanyalar oluşturmuşlardır. Bu dönemde tüccarlarda gelişmektedir fakat hala gelişen burjuva sınıfının soyluların yanında bir değeri yoktur. Soyluların yanında bir değeri olmayan burjuvanın aynı zamanda rahip gibi bir unvanları olmadığı için kilisede de bir değerleri yoktur. Bu sebeple burjuva daha çok kralların yanında olmuş ve kiliseye karşı çıkmışlardır. Çünkü kiliseye karşı tek güç krallıktı. Soylular içinde ise kendine ait bir kibarlık geleneği oluşmuştur toplumu ve ticaretle uğraşanları aşağı tabakada görürler. Bu süreçte sermayeye dayanan bir kapitalist kesim oluşmuştur. Bu sınıf daha çok Kur'anda mütref sınıfı olarak açıklanır. Denizcilikte epeyce ilerleyen bu kesim dünyanın birçok yerini kendi sömürgeleri altına almış ve şeker sömürgeleri, tütün sömürgeleri, baharat sömürgeleri gibi dünyanın değişik yerlerinde sömürgeler oluşturmuşlardır." .

"Yeni oluşan kapitalist yapıyı ilk defa yazıya döken Adam Smith" dir. Adam Smith kapitalist sermayenin oluşumunda işbölümü üzerinde durmuş ve Makineleşmenin temelini işbölümüne bağlamıştır. Egoizm çıkarcılık ve bireysellik üzerine kurulan kapitalizm herkes kendi çıkarlarını koruduğunda toplumunda çıkarlarının korunacağı tezi üzerine hareket etmiş ahlakı ve ahlaki değerleri yok saymıştır. Kapitalizmin temeli rekabettir devlet bu rekabete müdahale etmez. Bu şekilde piyasayı görülmez bir el ve rekabet denetleyecektir. Sonuçta kendiliğinden doğan bir süreç oluşacaktır. Kapitalizm bu mantıkla 1940'lara kadar ilerlemiş fakat insanların gün geçtikçe fakirleşmesi ve alım gücünün azalmasıyla çöküşün eşiğine gelmiştir. Daha sonra İnsanları zenginleştirerek talebi arttırma uygulamaları kapitalizmin çöküşünü kurtarmıştır. Kapitalizm batı toplumunu zenginleştirerek kendi içerisindeki krizi bir nebze çözmüş fakat dünyayı sömürmeye devam etmiştir. 1950' lerden 1980' e kadar müdahaleci politikalar uygulanır."

"Kapitalizmin temeli liberalizme dayanır en büyük sloganı "bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler" şeklindedir Liberalizm Türkçeye tam manasıyla çevrildiğinde özgürlükçülük adına gelir. Eğer devlet yeniden dağıtım sağlar ve sosyal politikalar izlerse serbest piyasa mekanizması bozulur ve başkasının cebinden refah dağıtır. Hükümetin meşrutiyetini onu seçenler verir. İnsanlar feodal sistemde aile ve sınıf ve derebeylikle tanınırlardı. Bu yıkılan yapıdan sonra liberalizm burjuva değerlerini temsil eder ve burjuva yapısı kendini özgürleştirmek için feodalite değerlerine karşı çıkmışlardır. Liberal düşünceye göre ilk sözleşme olgusu önemlidir. İlk sözleşme insanların onayıyla bir toplumsal yapı oluşturmuştur. Bu yapıda doğal hukuk ve haklardan söz edilir. Kiliselerin dogmalarına değil akla dayanan Amprik bir metodla hukuk kuralları bulunur kabulu liberalizmde yerleşmiştir. . Liberalizme göre toplum millet ulus devlet kavramları gerçek değildir asla olan bireydir bireyin üzerinde hiçbir güç kabul edilemez. Bundan dolayı homoseksüellik lezbiyenlik aile içi cinsel ilişkiler gibi birçok ahlaki konu bile bireysel hak ve özgürlükler içerisinde ele alınarak tercih tamamen bireye bırakılmıştır. Demokrasinin bütün değerleri liberalizmdir. Aslında liberal demokrasi ve kapitalizm iç içe olan değerlerdir. Bu düşüncede devletin hareket alanları daraltılmıştır. Ordu polis ve yargı devlette olsun bundan başka hiçbir şeye devlet karışmasın mantığı vardır. Bu anlayışa göre Devlet insanı engellerse insanlar devlete karşı direnme hakkına sahiptir. Herkes çıkarları için çalışırsa herkesin çıkarları korunacaktır. Hedonist kendi hazları için savaşırlar. Liberalizmın ekonomik değerlerinin oluşmasında evrim kuramı üzerine oturtulmuş darvinizmin de etkisi büyüktür. Aslında Batı düşüncesinin temeli "nihilizm" dir . Bütün kavramlar orta çağın din merkezli bakışından sıyrılarak seküler olana indirgenir. İnsan her şeyi dini ve dünyayı inkâr ederek mutlak bir sorumsuzluğa erişir. Her şey boş ve her değer boşunadır. Hiçbir şeyin anlamı, değeri yoktur. Her şey mubahtır. İnsan bu boş dünyada yaşamak için yaşar Hayat boştur boşunadır. Siyaset anlayışı ahlak temelli değil faydacıdır makyevalisttir. İnsanın nihai amacı tüketmektir. Bu düşüncede tarih maddi ilerlemeyle egemenlik ise seküler olarak tanımlanır."

Bu içerik 2380 defa görüntülendi.
 
 
Yorumlar
Yorum Ekleyin
Adınız Soyadınız
e-Posta Adresiniz
Başlık
Yorum
Kalan karakter sayısı : 6000
Güvenlik Kodu
 
 
Copyright © 2013 İLKAV - İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı
Strazburg Caddesi No:18/4 SIHHIYE/ANKARA
Telefon :  +90 (312) 229 79 76 e-posta:  iletisim@ilkav.org
İLKAV Teknik Komisyon