Üye Ol  -  Şifremi Unuttum?
Facebook
 
 
> Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü...

> Kadir Gecesinin ve Ona Değer Kazandıran Kur’an’ın Kadrini Bilmek...

> Erdoğan’ın, Karşılığı Olmayan Sert Söylemleri Filistin’den Yana, ...

> Ömrümüzden Bir Yıl Daha Azaldı, Gelin Hâlimizi Sorgulayalım!...

> Küresel İfsadın Fıtratı ve Doğal Dengeyi Bozması ile İnsanlığın Y...

   
En Çok Okunanlar

Anasayfa  >   HABERLER  >  2011
 
Cengiz Songür´ün yeğeni Zeyd Can´dan yaşananlara isyan şiiri...
Tarih: 03/06/2011
   


Gazze ambargosunu delmek üzere yola çıkan Mavi Marmara gemisinde siyonist işgal askerlerince şehid edilen Cengiz Songür’ün genç yaşlardaki yeğeni Zey Can´ın İzmir´deki Şehidler Gecesi´nde okuduğu şiiri yayınlıyoruz. Zeyd Can, şiiriyle Müslümanların gidişatını sorguluyor...

Gazze ambargosunu delmek üzere yola çıkan Mavi Marmara gemisinde siyonist işgal askerlerince şehid edilen Cengiz Songür’ün genç yaşlardaki yeğeni Zey Can'ın İzmir'deki Şehidler Gecesi'nde okuduğu şiiri yayınlıyoruz. Zeyd Can, şiiriyle Müslümanların gidişatını sorguluyor...
 
Amca!
Bir yıl oldu amca! Bir yıl…
Tam bir yıldır kimse tükürmüyor gagamıza…
Öyle derdin ya hani kızdığın, öfkelendiğin anlarda…
İnan bana, etraf GAGASI TÜKÜRÜLESİ insanlarla doldu amca!
Kimin gagası daha büyükse o daha haklı sayılır oldu…
Kimin sesi daha gürse onun dediği oldu…
İnan bana amca! Olmasın dediğin, olmasını istemediğin birçok şey oldu.
Ve olmaya devam ediyor…

Bilmiyorum… Ya ben seni yanlış tanımışım,
Ya da olup bitenleri kavrayamayan bir şaşkınım.
Benim bildiğim senin bir hedefin bir amacın vardı.
Ve inşallah Rabinin lütfuyla hedefine ulaşmışsındır.
Benim bildiğim, bu hedeften saptırmayan araçları kullanır,
Ve asla AMAÇ haline dönüştürmezdin…
Bir duruşun, bir OMURGAN vardı,
Yumuşak huylu oluşun, tavizlere müsait bir yapın olduğundan değil,
Tam aksine Rasulullah’ın öğretisinden taviz vermeyişinden kaynaklıydı…
Tağutu reddedip, Allah’a yönelmenin
Kopmak bilmeyen bir kulpa yapışmak olduğunun farkındaydın…
Hayatının her alanında ŞAHİTlik yapar, ŞAHİT çoğaltırdın…
Öyle de oldu… Çok kişi şahit oldu güzel yaşamına ve güzel sonuna…

Ama sonrasında bu gözler nelere şahit oldu bir bilsen amca!
Bu kulaklar neleri işitti, Bu dil neden sustu bir bilsen amca!
Vallahi çok özledik seni… Ama söyleyemez olduk…
Reklam olmasın diye adını anamaz olduk…
O kadar çok ki REKLAM malzemesi yapanlar…
O kadar çok ki GAGASINA TÜKÜRÜLESİ KARGALAR…
Bize sıra gelmiyor amca! Bize söz değil derin bir sükut düşüyor…

Vallahi bizler için sen varlığında da badem gözlüydün…
Hakkı görür ve o doğrultuda yürürdün…
Evet ufak tefek farklı görüşlerimiz olmuştu,
Ama hiçbir zaman varlığında seni KÖR olarak değerlendirmedik…

Lakin görüyoruz ki,
Sana hayattayken KÖR diyenler,
Badem gözlü ediverdiler…
Vallahi Amca!
Ne sen kördün ne de öldün…
Sen hep BADEM GÖZLÜYDÜN…

Ama yokluğunda bu aciz gözler neler gördü bir bilsen amca!
Ne garip eylemler, ne garip sloganlar duyduk amca!
Olsun, zor zaman, yürekler coşkun, duygular yoğun dedik…
Cenazeni karşılamaya havaalanına geldik,
Bir de ne görelim… Diriyken yollarına barikat kuranlar,
Cenazene yol açıp, eskortluk ediyorlar…
Olur dedik, zor zaman… Yürekler coşkun, duygular yoğun…

Bedenini toprağa teslim edecekken, öyle düşündürücü manzaralar gördük ki,
Varlığında, düşüncelerinden dolayı seni SAPIKLIKLA suçlayabilecek olanlar,
Bir avuç toprak atmak için birbirlerini ezeceklerdi…
Olsun dedik… Zor zaman, yürekler coşkun, duygular yoğun dedik…

Bir yanda bu gemi NUH’un gemisidir diyenler…
Öte yanda ne halt etmeye gitti bu gemi diyenler…
Bir yanda o gemide ölmenin ŞEHADET için yeterli olacağını zannedenler,
Diğer yanda “Bizim yanımızda olsalardı, ne ölürler ne de öldürülürlerdi” diyenler.
Bir tarafta mazlum Gazze halkına direnç veren MAVİ MARMARA…
Diğer yanda MUVAHHİDlerin direncini kıran MAVİ bir TANTANA…

Ahh amca! Her şey öylesine karıştıki birbirine,
Bu küçük beynim algılayamıyor artık kimin neye hizmet ettiğini…
Kitabımın gölgesine sığınıp şu fırtınanın dinmesini beklemek istiyorum…
 
Senin şehadetinle Hz. Ömer’i daha iyi anlıyorum…
Hani O Rasulullah’ın altında biat aldığı ağacı kökünden kestirmişti…
Vefatından sonra insanların sıkça ziyaret etmeye başladığı,
Haddinden fazla değer verilen ağacı kestiren Hz. Ömer
Kim bilir nasılda hüzünle gözyaşlarını içine akıtmıştı…
Kim kıyar ki dostunun hatırasına?
Kim üç beş kişi yanlışa meylediyor, fitneye sebep oluyor diye,
Kalkıp kökünden yok eder, yok sayar ki böylesine önemli bir hatırayı…
 
Bu ancak imanı kuşanmış yüreklerin,
Varlığını Rabbine adamış adamların işi olsa gerek…

Vurulduğun yeri görmek istedim amca!
Görmek istedik…
O gemide olan ve senin gibi bir duruşa sahip,
Bir avuç MÜSLÜMANın kokusunu almak istedik.
Ama gitmedik… Gidemedik…

Vallahi RIDVAN ağacı tuttu beni…
Çünkü biliyorum gitseydim haykırırdım güverteden…

Ey insanlar!
Bu gemi NUH’un gemisi falan değil!
Bu gemi MUSA’nın delinmesine anlam veremediği gemi…
Yok mu bir Salih kul, delsin şu amacına hizmet etmekten sapmak üzere olan gemiyi…

Gitmedim amca! Gidemedim…
Ve kimselere de adam gibi içimi dökemedim…
Sana bile dökemiyorum…
Yalnızca Rabbimin beni anladığını ümit ediyor O’na sığınıyorum…
Ne olursun sen de anlayış göster yeğeninin bu duruşuna…
Vallahi derdim fitne çıkarmak değil…
Vallahi derdim seni ve geride kalan Cengiz SONGÜRleri üzmek değil…
Benim tek bir derdim var…
Gücüm yettiği kadar düzeltmek ve düzelmek…
Amacım ise hala aynı. RABBİME, MÜSLÜMAN olarak dönmek!
Zeyd Can
Mavi Marmara’da Şehid olan Cengiz Songür’ün yeğeni
Bu içerik 2086 defa görüntülendi.
 
 
Yorumlar
Yorum Ekleyin
Adınız Soyadınız
e-Posta Adresiniz
Başlık
Yorum
Kalan karakter sayısı : 6000
Güvenlik Kodu
 
 
Copyright © 2013 İLKAV - İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı
Strazburg Caddesi No:18/4 SIHHIYE/ANKARA
Telefon :  +90 (312) 229 79 76 e-posta:  iletisim@ilkav.org
İLKAV Teknik Komisyon