Üye Ol  -  Şifremi Unuttum?
Facebook
 
 
> Bugün 12 Eylül 1980 darbesinin yıl dönümü...

> Kadir Gecesinin ve Ona Değer Kazandıran Kur’an’ın Kadrini Bilmek...

> Erdoğan’ın, Karşılığı Olmayan Sert Söylemleri Filistin’den Yana, ...

> Ömrümüzden Bir Yıl Daha Azaldı, Gelin Hâlimizi Sorgulayalım!...

> Küresel İfsadın Fıtratı ve Doğal Dengeyi Bozması ile İnsanlığın Y...

   
En Çok Okunanlar

Anasayfa  >   CUMA HUTBELERİ  >  2016
 
Hutbe: Halep İçin Öfke Günü
Tarih: 30/09/2016
   


“Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.” (İbrahim: 42)

Hutbe: Halep İçin Öfke Günü

“Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.” (İbrahim: 42)

Son günlerde Halep'te devam eden saldırılara karşı Dünya Müslüman Âlimler Birliği, 30 Eylül'ün 'öfke günü' ilan edilerek tüm dünyada gösteriler düzenlenmesini istedi. Rusya ve rejimin hava bombardımanında 26 Eylül gecesinden bu yana onlarca kişi daha hayatını kaybetti.

ABD ve Rusya öncülüğünde başlatılan ateşkesin 19 Eylül'de bitirildiğinin ilan edilmesinden bu yana Halep'te İran destekli Şii milisler ve rejim askerleri karadan, havadan da rejimin ve Rusya'nın bombardımanlarında ölenlerin sayısı 1000'e, yaralananların sayısı ise 2 bine yaklaştı.

Reuters haber ajansı, Halep’in güneyinde bulunan 1070 Konut bölgesinde rejim güçleri ve yanında savaşan İran destekli Şii milisler ile direnişçiler arasında şiddetli çatışmalar yaşandığını aktardı.

Hastaneler çökme eşiğinde

Rejimin ve Rus savaş uçaklarının yoğun bombardımanına maruz kalan Halep’teki sahra hastaneleri, kapasitenin üstünde çalıştığını ve kalabalıktan dolayı yeni yaralıları kabul edemediğini açıkladı. Yaklaşık 300 bin insanın yaşadığı direnişçilerin denetimindeki Halep’in doğu mahallelerinde çalışan doktorlar, sağlık merkezlerinde çalışan sadece 30 doktorun olduğunu söyledi.

Rejimin kuşatması altındaki direniş bölgelerinde ilaç ve sağlık malzemeleri sorunu olduğunu belirten doktorlar, zor şartlar altında hizmet vermeye devam eden 8 geçici sağlık merkezinde bekletilen ve sağlık durumu ciddi olan yaklaşık 40 yaralının tahliye edilmesi gerektiğini söyledi.

Enkazın altından ölü ve yaralı kurtarma çalışmalarını yürüten ve ‘Beyaz Kasklar’ adıyla da bilinen sivil savunma birlikleri de bombardımanın çalışmalarını olumsuz etkilediğini belirtti ve sadece 20 günlük yakıt stoklarının olduğunu ifade etti. Evet, bunlar oluyor Suriye’de ve Halep’te…

Hutbemin başında okuduğum İbrahim Suresi 42. ayette şöyle buyuruyordu Rabbimiz:
“Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor.”

Zalimlerin dış görünüşlerine aldanıp, keyif sürdüklerini, yeryüzünde kibirli ve müstağnî bir şekilde hareket etmeleri ve Allah’ın mevcut olan azabının dünya hayatında gelip çatmadığını görenlerden bir kısmı işin böyle olduğunu sanmaktadırlar. Bu ifade onların son olarak ne zaman kesinlikle vurulup tutulacağını belirtmektedir. O an gelince bir daha ertelemek mümkün olmayacaktır. Kurtuluş da imkansızdır. Korku ve dehşetten gözlerin yerinden fırladığı ve dönmüş olarak hayretten açık kaldığı felaketin endişesinden heyecana kapılarak hiç hareket etmediği sağa sola oynayamadığı o sıkıntılı ve meşakkatli günde yakalayıverir birden onları. Ardından ayet-i kerime bu dehşet ve meşakkat içindeki acı ve ıstırapları anlatan bir sahneye yer veriyor. Bu sahnede koşup duruyor onlar. Hiçbir şeye bakmıyorlar.Çevrelerinde bulunan hiçbir nesneye göz atmıyorlar. Başlarını kaldırmışlar ama kendi iradeleriyle değil, bağlanmış da ondan. Kımıldamaya güçleri yetmiyor bir türlü. Korktukları dehşet ve felaketleri uzaktan görüyorlar ama gözlerini hareket ettirip de onu görmemezlik edemiyorlar. Kalpleri ve gözleri öyle korkmuş ki bomboş. Boş hiçbir şey girmiyor, hiçbir şey huzur vermiyor onlara. İşte Allah’ın onları ertelediği gün böyle bir gün.
Peki, dünya Müslümanları bu olup-bitenlere dair ne yapmaları gerekirken ne yapmıyorlar!?

“Size ne oluyor da; ‘Rabbimiz! Halkı zalim olan bu şehirden bizi kurtar, katından bize bir sahip gönder, bir yardımcı yolla’ diyen zavallı çocuklar, erkekler ve kadınlar uğrunda ve Allah yolunda savaşmıyorsunuz?” (Nisa: 75)

Siz nasıl oluyor da Allah yolunda cihaddan geri kalıyor, erkeklerden, kadınlardan, çocuklardan zayıf düşenleri kurtarmak için savaşmıyorsunuz? Buradaki zayıf düşmüş erkek, kadın, çocuk tablosu; her Müslümanın din gayretine, her mü’minin izzetine ve imanına, her insanın merhamet ve şefkat duygularına dokunan bir tablodur. Çok zor şekilde fitne ve mihnete dûçar olan insanların tablosu… Bu insanlar dinlerinden dolayı zorluklara, itikatlarından dolayı fitneye maruz kalmışlar. Bilhassa iman mihneti çok zordur… Mal, mülk ve gurur mihnetine hiç benzemez. Çünkü o duygular, insan varlığının temsilcileridirler. Mal, mülk, gurur hepsi onlara bağlıdır.

Ve Allah Tealâ yol ayırımını ortaya ayan-beyan koyuyor:
“İman edenler Allah yolunda savaşırlar. İnkar edenler ise tağut yolunda savaşırlar. Şeytanın dostlarıyla savaşın. Şeytanın hilesinin zayıf olduğundan şüpheniz olmasın.” (Nisa: 76)

Hutbeme bir şiirle son veriyorum.

“Sessiz ol ey dünya, çocuklar ölüyor.
Tıpkı 35 bin Boşnak çocuğu Sırp faşistler katlederken sessiz olduğun gibi.
Her yıl Afrika’da 10 milyon çocuk açlık ve hastalıktan ölürken nasılsan, işte öyle sessiz ol!
Ey batının üstün ırkı, barışsever insanı!
Sizin çocuklar kuş tüyü yataklarda uyurken, bizim çocuklarımız ölüyor biner biner.
Filistin’de 10 yılda 1338 çocuk öldürülüyor.
Okul sıralarında güvendeyken, parklarda eğlenirken çocuklarınız; Halep’te bombalar yağıyor tepelerine bizim çocuklarımızın.
Kahrolsun küresel örgütleriniz!
Kandan, acı ve gözyaşından beslenen barış gücünüz!
Siyasetiniz, ekonominiz, tüm çıkarlarınız!
35 bin masum yavruyu katleden Sırp yandaşları, çıkarları uğruna Suriye’de 20 bin masum yavrunun ölümüne göz yuman anlayış, siz de kahrolun!
Bizim çocuklarımızın feryatlarına kulak tıkayıp kendi çocuklarını bağrına basanlar!
Masum yavrular üzerinden dünyayı düzene (!) sokmaya çalışanlar!
‘Ülke menfaati, ulusal çıkar’ diyerek kan ve gözyaşına bulanan yavruları görmezden gelen sözde Müslümanlar!
Arş-ı a’lâ titriyorken acısından masum yavruların, siz mezhep kutsallığınız, meşrep üstünlüğünüze halel gelmesin diye uğraşadurun!
Tahtlarınız, saraylarınız elden gitmesin diye kapatın kulaklarınızı, gök kubbede yankılanan çocuk çığlıklarına!
Ve evet siz, ey!
Milyonlarca yetime, yeni milyonların eklenmesine seyirci kalanlar…
Siz modern dünyanın hümanist insanları!
Her kim iseniz ve neredeyseniz
Sessiz olun çünkü çocuklar ölüyor! “

Zalimler için yaşasın cehennem.

30.09.2016
Hazırlayan: Emrullah AYAN

 

Bu içerik 1967 defa görüntülendi.
 
 
CUMA HUTBESİ YAZARI

İLKAV
  Diğer Cuma Hutbesi Yazıları

 
 
Yorumlar
Yorum Ekleyin
Adınız Soyadınız
e-Posta Adresiniz
Başlık
Yorum
Kalan karakter sayısı : 6000
Güvenlik Kodu
 
 
Copyright © 2013 İLKAV - İlmi ve Kültürel Araştırmalar Vakfı
Strazburg Caddesi No:18/4 SIHHIYE/ANKARA
Telefon :  +90 (312) 229 79 76 e-posta:  iletisim@ilkav.org
İLKAV Teknik Komisyon